İyiliği sonsuz ikramı bol olan Allah'ın adıyla;
En Büyük Zulüm: ŞİRK! (Lokman 31/13)
Lokman, oğluna öğüt verirken şöyle demişti: "Oğulcuğum! Allah'a şirk koşma; şirk büyük bir yanlıştır". Lokman 31/13
- Tevhid "Allah'ı var ve bilmek" değildir, aksine "Allah'ı ilah olarak birlemek" demektir! Lâ ilâhe illallâh "Allah'tan başka ilah yoktur" demektir. Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ise "Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim" demektir. Maide 5/73, Zuhruf 43/84
”Allah üçün üçüncüsüdür” diyenler gerçekten kâfir olmuşlardır. Hâlbuki bir tek ilah dışında ilah yoktur. Böyle demeyi bırakmazlarsa bu kâfirleri acıklı bir azap saracaktır. Maide 5/73
Göklerdeki ilah O’dur, yerdeki ilah da O’dur. Doğru kararlar veren ve her şeyi bilen O’dur. Zuhruf 43/84
- İlah, kendisine "ibadet" edilen yani tapınılan varlık demektir. İlah Türkçe cins isimdir ve anlamı Tanrı'dır, Allah ise özel isimdir.
- İlah'ın anlamı çarpıtılmıştır, peki ya İbadet ne demek oluyor? İbadet'in anlamı; "Bir varlığa şeksiz şüphesiz boyun eğme, itaat etme"dir, yani ibadet "kul, köle olmaktır."
- Yani İlah; Emirlerinde ve yasaklarında asla sorgulanamayan, hiçbir tereddüt duyulmadan kendisine boyun eğilen ve kayıtsız şartsız itaat edilen varlıktır. Allah'tan başka boyun eğilip itaat edilecek hiçbir varlık yoktur, bir başka varlığa itaat edilmesi düşünülemez. (Bkz. Kur'an Işığında Allah'a ve Elçiye İtaat)
- Yüce Allah'tan başka emirleri ve yasakları sorgulanamayacak hiçbir makam / kişi / kurum / kuruluş / mezhep / cemaat / parti / alim / hoca / tarikat ve-veya cemaat lideri / veli / evliya / şeyh / gavs vb yoktur.
- Kimse kendisinin müşrik olduğunu kabul etmez! Ancak mahşerde bunu itiraf ederler. (Mülk 67/11)
Böylece suçlarını itiraf ederler. O alevli ateş ahalisi için bundan sonrası tam bir perişanlıktır. Mülk 67/11
- Zaten derler ki "...onlara sırf bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz.." (Zümer 39/3) Bütün tasavvuf ve cemaat tayfası "Allah dostu" dedikleri bu kişileri aslında Zümer 39/3'te ki gibi görürler.
Bil ki Allah’ın dini, katışıksız dindir. Allah ile aralarına evliya[*] yerleştirenler şöyle derler: “Bizim bunlara kul köle olmamız, sırf bizi Allah’a yaklaştırsınlar diyedir.” Allah, onların tartışıp durdukları her konudaki hükmünü, onların yüzüne karşı verecektir. Allah, yalancı olan ve âyetleri görmezlikte (kâfirlikte) direnen birini yoluna kabul etmez. Zümer 39/3
[*] Evliya, veli’nin çoğuludur. Veli, aralarında kendileri dışında bir şey olmayan iki veya daha çok şeye denir. (Müfredat) Allah ile arasına, başka birini koymayan herkes Allah’ın velisidir. Araya başkasını koyanın Allah ile ilişiği kesilir. Allah Teâlâ şöyle demiştir: “Bilin ki Allah’ın velilerinin üstünde ne korku olur ne de üzülürler. Onlar inanmış olan ve takva sahibi olan (kendini yanlışlardan koruyan) kimselerdir.” (Yunus 10/62-63) Takva sahibi olanlar da “İşte Kitap budur, içinde şüpheye yer yoktur. Takvâ sahipleri için rehberdir. Onlar, Allah’a içten inanan, namazı düzgün ve sürekli kılan ve verdiğimiz rızıkları yerli yerince harcayanlardır. Sana indirilene de senden önce indirilenlere de inanıp güvenenler onlardır. Onların ahirete olan inançları kesindir.” (Bakara 2/2-4)
- Şeytan'ın tuzağına düşmüş bu kişiler düşmanını iyi tanımamalarından ötürü yanlışta olduklarını göremezler, çünkü bu yaptıklarını şeytan onlara süslü gösterir (Nahl 16/63) (Ankebut 29/38). Ancak şeytanlaşmış İblis "...ben Allah'tan korkarım..." der Haşr 59/16'da.
Vallahi senden önceki toplumlara da elçiler gönderdik. Şeytan onlara, yaptıkları işi süslü gösterdi. O, bugün de onların dostudur. Onların hak ettiği acıklı bir azaptır. Nahl 16/63
Ad ile Semud’un başına gelenleri de kalıntılarına bakıp kesin olarak anlarsınız. Şeytan, yaptıklarını süslü göstermiş ve onları yoldan çıkarmıştı. Oysa onlar ilerisini görebilecek (basiretlerini kullanabilecek) kimselerdi. Ankebut 29/38
Bunlar şeytan gibidirler; şeytan insana: "Görmezlikten gel (kafir ol)” der, o da görmezlikten gelirse, (şeytan) bu kez şöyle demeye başlar: "Benim seninle ilgim olmaz; ben varlıkların Sahibi olan Allah'tan korkarım." Haşr 59/16
- Şirk günahını anlamak için Nisa 4/48, Nisa 4/116ncı, En'âm 6/83-88, Hac 22/26 En'âm 6/14, Yunus 10/105 ve Kasas 28/87 ayetlerini dikkatlice tilavet etmeliyiz, bu günaha düşen ve tevbe etmeden ölen Zümer 39/65'e göre tüm salih amelleri giderek Maide 5/72'e göre cehenneme gider.
Allah, kendisine ortak koşulmasını (şirki) bağışlamaz. Bunun altında olanları, gerekeni yapan kişi için bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa, O’na büyük bir iftirada bulunmuş olur. Nisa 4/48 ve Nisa 4/116
Bu halkına karşı İbrahim’e verdiğimiz delilimizdir. Uygun gördüğümüz kişiyi derece derece yükseltiriz. Senin Sahibin doğru karar veren ve her şeyi bilendir. Biz ona İshak’ı ve Yakub'u armağan ettik; bunlara ve onun soyundan gelen Davud'a, Süleyman'a, Eyyub'a, Yusuf'a, Musa'ya ve Harun'a doğru yolu gösterdik. Daha önce Nuh'a da doğru yolu göstermiştik. Biz, güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz. Zekeriya, Yahya, İsa ve İlyas; bunların hepsi iyilerdendi. İsmail'i, Elyesa'ı, Yunus'u, Lut'u; bunlardan her birini çağdaşlarından üstün kıldık. Babaları, soyları ve kardeşleri... Onları da seçtik ve onlara da doğru yolu gösterdik. İşte bu, Allah'ın yoludur. Gerekeni yapan kullarını bu yola sokar. Eğer (bu nebiler) ortak (şirk) koşsalardı bütün yaptıkları boşa giderdi. En'âm 6/83-88
İbrahim’e Beyt’in yerini gösterdiğimiz zaman, “Bana hiçbir şeyi ortak sayma; tavaf edenler, kıyam, rüku ve secde edenler için Beytimi temiz tut” demiştik. Hac 22/26
(De ki) "Allah'tan başka bir hakem mi ararım? Kitab'ı bize tüm ayrıntılarıyla açıklanmış yapıda indiren O'dur." Kendilerine Kitap verdiklerimiz bilirler ki o, bütün gerçekleri gösterecek şekilde Rabbin tarafından indirilmiştir. Sakın bu konuda tereddüt edenlerden olma. En'âm 6/14
Sen yüzünü dosdoğru bu dine çevir. Sakın müşriklerden (Allah’ı ikinci sıraya koyanlardan) olma. Yunus 10/105
(Ya Muhammed!) Sana indirildikten sonra sakın seni Allah’ın ayetlerinden engellemesinler. Sen Rabbine çağır; asla müşriklerden olma. Kasas 28/87
(Ey Muhammed) Sana da senden önceki nebilere de şu kesin olarak bildirilmiştir: “Eğer şirke düşersen yaptığın yanar gider ve sen de kaybedenlerden olursun. Zümer 39/65
“Allah, Meryem oğlu Mesih’tir” diyenler, kâfir olmuşlardır. Oysa Mesih şöyle demişti: “Ey İsrail oğulları, benim ve sizin Rabbiniz[Sahibiniz] olan Allah’a kul olun. Kim Allah’a ortak oluşturursa Allah ona cenneti yasak (haram) eder. Onun gideceği yer cehennemdir. Yanlış yapanın yardımcısı olmaz.” Maide 5/72
- Ancak tevbe edip durumunu düzeltir ve tekrardan şirke düşmezse Zümer 39/53-54'e göre ise kurtuluşa erer. İşlenen günah ne olursa olsun, terk edilerek tevbe edilir ve doğru yola girilirse Allah, günahı bağışlamakla kalmaz, onu sevaba çevirerek ikramda da bulunur. Furkan 25/68-71
Onlara şu sözü söyle: “Ey kendilerini aşırı davranışlara sürüklemiş Allah kulları! Allah’ın merhametinden (ikramından) umut kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. O, hem bağışlar hem de ikramda bulunur. O azap gelip çatmadan Rabbinize yönelin ve O’na teslim olun. Yoksa daha sonra yardım göremezsiniz. Zümer 39/53-54
Onlar, Allah ile beraber başka bir ilahı yardıma çağırmazlar. (Kur’ân’ın) Haklı (saydığı) bir sebep yoksa Allah’ın dokunulmaz kıldığı canı öldürmezler; zina da etmezler. Kim bunları yaparsa doğal yapısından uzaklaşma cezasına çarptırılır. Kıyamet (Mezardan) kalkış günü onun cezası ikiye katlanır. Sürekli itibarsızlık içinde kalır. Ancak dönüş yapan(tevbe eden), inanıp güvenen ve iyi iş yapan başka. Allah onların kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah bağışlar, ikram eder. Furkan 25/68-71
- Aşağıdaki ayetler şirk davranışlarını da detaylı olarak anlatmaktadır. Zümer 39/3, Yasin 36/74-75, A'râf 7/191-197, Fâtır 35/14, Ahkâf 46/28, Yunus 10/18, En'âm 6/63-64, Nahl 16/53-55, Ankebut 29/65-66, Rûm 30/33-35, Zümer 39/8-9, Fatiha 1/4, Tevbe 9/31, Neml 27/62-63
Bil ki Allah’ın dini, katışıksız dindir. Allah ile aralarına evliya[*] yerleştirenler şöyle derler: “Bizim bunlara kul köle olmamız, sırf bizi Allah’a yaklaştırsınlar diyedir.” Allah, onların tartışıp durdukları her konudaki hükmünü, onların yüzüne karşı verecektir. Allah, yalancı olan ve âyetleri görmezlikte (kâfirlikte) direnen birini yoluna kabul etmez. Zümer 39/3
Belki yardımları olur diye, Allah ile aralarına koydukları ilahlar edindiler. Oysa onların yardıma güçleri yetmez. Ama bunlar onlar için hazır asker gibidirler. Yasin 36/74-75
Hiçbir şeyi yaratamayan ama kendileri yaratılmış olanları mı ortak sayıyorlar? Bunlar, ne onlara ne de kendilerine yardım edebilirler. Onları doğru yola çağırsanız size uymazlar. Çağırsanız da sessiz kalsanız da sizin için birdir. Allah ile aranıza koyup çağrıda bulunduklarınız sizin gibi kullardır. Dedikleriniz içinize yatıyorsa onlara seslenin de size cevap versinler. Ayakları mı var ki yürüsünler; elleri mi var ki tutsunlar; gözleri mi var ki görsünler; kulakları mı var ki dinlesinler. De ki “Çağırın ortaklarınızı, sonra bana tuzak kurun; hiç göz açtırmayın.” Benim velim, bu Kitabı indiren Allah’tır. O, iyilere velilik eder. Allah ile aranıza koyup yardıma çağırdıklarınız; size yardım etmek şöyle dursun, kendilerine bile yardım edemezler. A'râf 7/191-197
Onları çağırsanız, çağrınızı işitmezler; işitseler cevap veremezler: Kıyamet gününde de sizin onları ortak saymanızı örtbas ederler. Kimse sana bunları, her şeyin içyüzünü bilen Allah gibi haber vermez. Fâtır 35/14
Kendilerine daha yakın görerek, Allah ile aralarına koydukları ilahları (tanrıları) onlara yardım etseydi ya! Ama hiçbiri ortaya çıkmadı. Başlarına gelen, yanlış yollarının ve yaptıkları iftiranın sonucudur. Ahkâf 46/28
Kendilerine zarar vermeyecek, bir fayda da sağlamayacak olan varlıkları Allah ile aralarına koyup kul olurlar. Bir de derler ki “Bunlar Allah’ın yanında bizi yanına alacak (şefaat edecek) olanlardır.” De ki “Siz Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?” O, onların ortak saydıklarından uzak ve yücedir.” Yunus 10/18
De ki “Gizlice yalvarıp: 'Bizi bundan kurtarırsan elbette sana karşı görevlerini yerine getirenlerden oluruz' diye yakardığınız bir sırada, sizi karanın ve denizin karanlıklarından kurtaran kimdir?” De ki “Allah’tır. Sizi ondan ve her türlü sıkıntıdan O kurtarır. Sonra yine de O'na ortaklar uydurursunuz.” En'âm 6/63-64
Sahip olduğunuz bütün nimetler Allah’tandır. Size bir zorluk dokununca da yalnız O’na yalvarıp yakarırsınız. Sonra o zorluğu üzerinizden kaldırdı mı içinizden bir takımı hemen Rablerine bir ortak oluştururlar. Bunu, bizim verdiğimizi gizlemek için yaparlar. Keyfini sürün bakalım; yakında öğrenirsiniz. Nahl 16/53-55
Gemiye bindiklerinde Allah’a boyun eğer, yalnız ona yalvarırlar. Allah onları karaya çıkardı mı, bakarsın ki, şirk koşuyorlar. Bunu, Allah’ın onlara verdiğini görmemek ve günlerini gün etmek için yaparlar. Onlar yakında öğreneceklerdir. Ankebut 29/65-66
Bu insanlara bir zarar gelse dönüp rablerine yalvarırlar. Sonra onlara iyiliğinden tattırsa bakarsın ki, bir kısmı Rablerine ortak koşarlar. Bunu, bizim verdiğimizi gizlemek için yaparlar. Keyfini sürün bakalım; yakında öğrenirsiniz. Yoksa biz onlara bir yetkili indirdik de eş koşmalarını o yetkili mi söylüyor. Rûm 30/33-35
İnsan, başı sıkışınca dönüp Rabbine yalvarır. Sonra Allah, iyilik yaparak ona bir fırsat verse daha önce yalvardığını unutur da (Allah’a) benzer nitelikte varlıklar oluşturur ki insanları Allah’ın yolundan saptırsın. De ki “Bir süre kafirliğinin tadını çıkar. Çünkü sen, o ateşin ahalisindensin.” Böyle biri ile Ahiret için hazırlık yapmak ve Rabbinin ikramını umabilmek için gece vakitlerinde secde eden ve kıyamda bulunan kişi aynı olur mu? De ki “Bilenle bilmeyen bir midir?” Bunu ancak, sağlam duruşlu olanlar anlarlar. Zümer 39/8-9
Yapılan her şeyin karşılığını bulacağı[1*] günün tek yetki sahibidir[2*]. Fatiha 1/4
[1*] Din, “âdet, durum; ceza, karşılık görme ve itaat” anlamlarına gelir (es-Sıhâh). Bunlardan “boyun eğme” ve “karşılık görme” anlamları öne çıkar. Dinde boyun eğilen Allah’tır. Onun emirlerine uyulur ve karşılığı ondan beklenir. “Din günü” de dünyada yapılanların karşılığının alınacağı gündür (Nûr 24/25, Zâriyât 51/6).
[2*] Mümin 40/16, İnfitâr 82/17-19.
Bilginlerini ve din adamlarını Allah ile aralarına koyup rab edindiler. Meryem oğlu Mesih’i de öyle. Oysa onlara verilen emir, sadece tek bir ilaha(tanrıya) kul olmalarıdır. Ondan başka ilah yoktur. Allah, onların ortak(şirk) koştuklarından uzaktır. Tevbe 9/31
Darda kalan biri yardım istediğinde ona karşılık verip sıkıntılarını gideren, sizi yeryüzünün hâkimleri yapan kimdir? Allah ile birlikte başka bir ilah mı var? Bilginizi ne kadar az kullanıyorsunuz! Karaların ve denizlerin karanlıkları içinde size yolunuzu bulduran kim; rahmetinden önce rüzgarları müjdeci olarak gönderen kim? Allah ile birlikte başka bir ilah mı? Allah onların eş koştuklarından uzaktır. Neml 27/62-63
- Daha detaylı bilgi ve açıklamalar için Cep boyunda bir kitap önereceğim, Süleymaniye Vakfı Yayınlarından çıkmış Dr.Yahya Şenol tarafından kaleme alınmış "Kur'an'ın Öğrettiği Kavramlar : ŞİRK" kitabını öneriyorum. Selam ve dua ile
Yazan: Tolga Karagöz