23 Ocak 2018 Salı

Tevrat ve İncil’den (Kitab-ı Mukaddes’ten) Sorumlu Olanlara Tebliğ Çağrısı

Buradaki yazımızda tek amacımız bize indirilen kitaplara eğer samimi olarak iman ediyorsak aşağıdaki konuları okumamız herkesin hayrına olacağındandır. Fıtrat olarak yaratılışımız gereği yüce yaratıcımızı tanımaya anlamaya ve ona yönelmeye kodlanmışızdır. Bu kodlanma diğer canlılardan farklı olarak gerçekleşmektedir. Biz insanoğlunun görme, duyma ve konuşma yetileriyle oluşturduğu anlama ve idrak etme ile buradan yaptığı çıkarımlar ile diğer yaratılmış canlılardan farklıdır. Bu kazanımlarımız ile yaratıcımızı keşfetmeye ve özgür irademiz ile O’nu keşfetmeye bulmaya kodlanmışsızdır. Bu açıdan baktığımızda aşağıda sizleri belirlediğimiz 4 konu ve Sonuç maddelerini anlamaya ve idrak etmeye davet ediyorum.



Konu 1: Domuz’un yasaklanması konusu: Bildiğiniz üzere size tüm tanıdığınız Müslümanlardan işittiğiniz en önemli konuyla başlamak istedim (gerçi Türkiye’ de o kadar da fazla tüketen Hıristiyan yok, bunu tüketmeyenler de okuyabilir). Bunu Kitab-ı Mukaddes üzerinden inceleyelim.



Levililer 11/7: “Domuz çatal ve yarık tırnaklıdır, ama geviş getirmez. Sizin için kirli sayılır.”

Yasanın Tekrarı 14/8: “Domuz çatal tırnaklıdır, ama geviş getirmez. Sizin için kirli sayılır. Bu hayvanların etini yemeyecek, leşine dokunmayacaksınız.”

Yeşeya 65/4: “Mezarlıkta oturur, Gizli yerlerde geceler, Domuz eti yerler; Kaplarında haram et var.”

Yeşeya 66/17: “Bahçelere girmek için kendilerini arıtıp kutsayanlar, domuz, fare ve öteki iğrenç hayvanların etini yiyenlerin ortasında duranı izleyenler hep birlikte yok olacaklar” diyor RAB,”

Matta’ya Göre İncil 7/6: ““Kutsal olanı köpeklere vermeyin. İncilerinizi domuzların önüne atmayın. Yoksa bunları ayaklarıyla çiğnedikten sonra dönüp sizi parçalayabilirler.””



Konu 2: Yasa’nın(Tevrat’ın) Devamı



Hz.İsa tebliğ görevinde olduğu zaman halkına hiçbir zaman Hıristiyanlık diye bir din anlatmadı, aksine Elçi olarak gönderildiği halk tamamıyla Yahudi idi ve Yahudi alimlerinin sözde uydukları Tevrat ile yani Yasa ile yönetiliyorlardı. Buna karşılık Hz.İsa Matta’ya Göre İncil 5/17’ de şöyle söyledi: ““Kutsal Yasa’yı (Tevrat’ı) ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim.”



Konu 3: Hz.İsa’ dan sonraki gelecek olanın haber vermesi. Yuhanna’ ya Göre İncil 16/7-14



“7 Size gerçeği söylüyorum, benim gidişim sizin yararınızadır. Gitmezsem, Yardımcı size gelmez. Ama gidersem, O’nu size gönderirim. 8 O gelince günah, doğruluk ve gelecek yargı konusunda dünyayı suçlu olduğuna ikna edecektir: 9 Günah konusunda, çünkü bana iman etmezler; 10 doğruluk konusunda, çünkü Baba’ya gidiyorum, artık beni görmeyeceksiniz; 11 yargı konusunda, çünkü bu dünyanın egemeni yargılanmış bulunuyor. 12 “Size daha çok söyleyeceklerim var, ama şimdi bunlara dayanamazsınız. 13 Ne var ki O, yani Gerçeğin Ruhu gelince, sizi tüm gerçeğe yöneltecek. Çünkü kendiliğinden konuşmayacak, yalnız duyduklarını söyleyecek ve gelecekte olacakları size bildirecek. 14 O beni yüceltecek. Çünkü benim olandan alıp size bildirecek.”



Buradaki anlatımlara baktığımızda 3ncü tekil şahıs olarak tam 4 kere O kalıbıyla bir kişiden bahsetmektedir. Çoğu Teolog bunun kutsal ruh olduğunu söyleyecektir, ancak şunu akıllarından çıkarmışlardır, çünkü bu sözlere söylerken de kutsal ruh Hz.İsa’ nın yanındaydı, bu olsa olsa kendisinden sonra gelecek, O’nu anlatacak ve tasdikleyecek, gerçekleri anlatacak, Hz.İsa gibi Elçi görevi olacak birisidir. Hz.İsa’ dan beri gerçekten sürüsüyle yalancı Elçi gelmiştir ancak Kitap ile gelen, Hz.İsa’yı destekleyen, O’nun içine düştüğü yanlış anlaşılmalardan kurtaran ve sadece Allah’a ibadet edilmesini anlatan tek bir kişi gelmiştir, O’ da son elçi Hz.Muhammed’ den başkası değildir.



Konu 4: İnanç Meselesine Bakış

I.Allah’ın birliğine İman (Tevhid) 

Matta’ya Göre İncilde 4/10: “ İsa ona şöyle karşılık verdi: “Çekil git, Şeytan! ‘Tanrın Rab’be tapacak, yalnız O’na kulluk edeceksin’ diye yazılmıştır.””
Markos’a Göre İncilde 12/29: “İsa şöyle karşılık verdi: “En önemlisi şudur: ‘Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab tek Rab’dir.”
Yeşeya 43/10-11: “10 “Tanıklarım sizlersiniz” diyor RAB, “Seçtiğim kullar sizsiniz.  Öyle ki beni tanıyıp bana güvenesiniz, Benim O olduğumu anlayasınız. Benden önce bir tanrı olmadı, Benden sonra da olmayacak.” 11 “Ben, yalnız ben RAB’bim, Benden başka kurtarıcı yoktur.”
Yuhanna’ya Göre İncil 17/3 “Sonsuz yaşam, tek gerçek Tanrı olan seni ve gönderdiğin İsa Mesih’i tanımalarıdır.”
 II.İyi Faydalı İşler (Salih Amel)

İbadeti yerine getirme (Namaz-Secde): Günümüzde Dünya’ da Hz.Adem’den son bizlere kadar gelen insanlık içerisinde Hz.İsa’nın da dahil olduğu bir topluluk var ki, ilk insandan günümüze kadar aynı şekilde namaz öncesi ve namaz içerisindeki yapılan (ikame edilen) işlemleri yapmıştır. Bunun için de Hz.İsa gibi ibadet eden Müslümanlardır. Aşağıdaki maddelerde Kitab-ı Mukaddes’ te biz Müslümanlarda da görebileceğiniz ibadet şekillerine bir bakış yapalım.
                * Matta’ya göre İncil 26/39 “Biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp (secde edip) dua etmeye başladı. “Baba” dedi, “Mümkünse bu kâse benden uzaklaştırılsın. Yine de benim değil, senin istediğin olsun.””

                * Mezmurlar 55/17 “Sabah, öğlen, akşam (namaz vakitlerini içerir) kederimden feryat ederim, O işitir sesimi. ”

                * Çölde Sayım 20/6 “Musa’yla Harun topluluktan ayrılıp Buluşma Çadırı’nın giriş bölümüne gittiler, yüzüstü yere kapandılar(secde ettiler). RAB’bin görkemi onlara göründü.”

                * Mısırdan Çıkış 3:5 “Tanrı, “Fazla yaklaşma” dedi, “Çarıklarını çıkar (Müslümanlar kutsal yere ayakkabı ile girmezler). Çünkü bastığın yer kutsal topraktır.”

                * Mısırdan Çıkış 40/31-32 “31 Musa, Harun ve Harun’un oğulları ellerini, ayaklarını orada yıkadılar (abdest aldılar). 32 Ne zaman Buluşma Çadırı’na girip sunağa yaklaşsalar RAB’bin Musa’ya buyurduğu gibi orada yıkandılar(abdest alırdılar).”

                 * Markos’a Göre İncil 11/25 “Kalkıp (ayakta kıyam etmek) dua ettiğiniz zaman, birine karşı bir şikâyetiniz varsa onu bağışlayın ki, göklerdeki Babanız da sizin suçlarınızı bağışlasın.””

                 * Luka’ya Göre İncil 22/41 “Onlardan bir taş atımı kadar uzaklaştı ve diz çökerek (Rukü ederek) şöyle dua etti: “Baba, senin isteğine uygunsa, bu kâseyi benden uzaklaştır. Yine de benim değil, senin istediğin olsun.””

Oruç: İsa’ da tıpkı hayatta olduğu sürece aldığı görevleri yerine getirmiş olan Allah’ın kulu, Nebisi ve Resulüdür. Oruç’ ta tutmuştur, burada bunu inceleyeceğiz.
                 * Matta’ya Göre İncil 4/2 “İsa kırk gün kırk gece oruç tuttuktan sonra acıktı.”

                 * Mısırdan Çıkış 34/28 “Musa orada kırk gün kırk gece RAB’le birlikte kaldı. Ağzına ne ekmek koydu, ne de su (yani oruç tuttu). Antlaşma sözlerini, on buyruğu taş levhaların üzerine yazdı.”

                  * Matta’ya Göre İncil 6/16 ““Oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarını insanlara belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır.” Burada da anlayacağımız üzere Oruç sadece peygamberlere değil herkesin yapması gereken bir ibadettir.

     3.Sadaka / Zekat: Tüm İslam dünyası belirli şartlar dâhilinde tıpkı Hz.İsa’nın da yaptığı gibi yardım eder.

                   * Matta’ya göre İncil 6/3-4 “3 Siz sadaka verirken, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin. 4 Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlice yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.”” Ki şöyle bir durum vardır, ahlaken biz Müslümanlara da bu tavsiye edilmiştir.

Mekke’yi Hac: Bildiğiniz üzere bizler Hac zamanı gelince ekonomik olarak uygun durumda olanlar ibadet için Hz.İbrahim ve ilk oğlu Hz.İsmail tarafından kurulmuş hazırlanmış olan Mekke’ ye giderek Hac ibadetini yerine getiririz.
                   * Mezmurlar 84/5-6 5 “5 Ne mutlu gücünü senden alan insana! Aklı hep Siyon’u ziyaret etmekte. 6 Baka Vadisi’nden (Mekke’den) geçerken, Pınar başına çevirirler orayı, İlk yağmurlar orayı berekete boğar.”

Selamlama: Sizlerin de sıkça kullandığınız bir sözü zamanında Hz.İsa’ da kullanmaktaydı. Siz bunu yaşadığınız ülkeden ötürü adet olarak yapıyorsunuz, ancak Hz.İsa bunu yapmasının bir başka sebebi de aldığı vahiyledir. Selam Esenlik, Barış ve Rahatlık anlamındadır.
                    * Luka’ya Göre İncil 24/36 “Bunları anlatırlarken İsa gelip aralarında durdu. Onlara, “Size esenlik olsun!” dedi.”

                    * Yuhanna’ya Göre İncil 20/19 “Haftanın o ilk günü akşam olunca, öğrencilerin Yahudi yetkililerden korkusu nedeniyle bulundukları yerin kapıları kapalıyken İsa geldi, ortalarında durup, “Size esenlik olsun!” dedi.”



SONUÇ:

Yukarıda anlattığımız üzere yüce Allah Kur’an-ı Kerim’ de şöyle buyuruyor;



Bakara Suresi 41nci Ayet: “Sizin yanınızda olanı (Tevrat’ı) onaylayıcı olarak indirdiğime (Kur’ân’a) inanın. Onu görmezlikten gelenlerin ilki olmayın! Âyetlerimi geçici  bir bedele karşılık satmayın! Yalnız benden çekinerek kendinizi koruyun! ”



Bakara Suresi 89ncu Ayet: “Nihayet Allah katından, yanlarında olanı onaylayan kitap geldi. Önceleri kâfirlere karşı önlerinin bu Kitapla açılmasını bekliyorlardı. Ama tanıdıkları [geleceğini bildikleri, vaad edilen son Nebi ve Kitap] Kitap gelince onu görmezlikten geldiler. Allah’ın laneti (dışlaması) böylesi kâfirleredir. ”



Ali İmran Suresi 3ncü Ayet: “Gerçekleri içeren ve kendinden öncekileri tasdik eden[*] bu Kitab’ı sana, O indirmiştir. Tevrat’ı ve İncil’i de O indirmiştir.” Bu ayete not: [*] Bakara 2/136, Al-i İmran 3/81-84 ve En’âm 6/90. âyetlere göre bütün Nebilere kitap verilmiştir. Bunlardan her biri diğerlerini tasdikle görevlidir. Kur’an son kitap olduğu için o da önceki kitapların hepsini tasdik etmektedir.



Ali İmran Suresi 50nci Ayetinde Allah Hz.İsa’nın şöyle aktardığını ifade ediyor: ““Önümdeki Tevrat’ı onaylamak ve size haram kılınmış bazı şeyleri helâl kılmak için geldim. Size, Sahibinizin belgesi ile geldim. Artık Allah’tan çekinin de sözümü dinleyin.”



Nisa Suresi 47nci Ayet “Ey kendilerine Kitap verilenler! Sizin yanınızda olan Kitabı tasdik eden bu Kitaba inanıp güvenin. Yoksa itibarınızı yok eder, sizi yüzsüz hale getiririz. Yahut cumartesi yasağını çiğneyen ahaliyi dışladığımız (lanetlediğimiz) gibi siz de dışlarız. Allah’ın emri yerine gelir.”



Maide Suresi 44ncü Ayet “İçinde (doğru yola) bir rehber ve nur olan Tevrat’ı biz indirdik. Allah’a teslim olmuş nebîler, Yahudiler arasında onunla hükmederlerdi. Hocalar ve âlimler ise kendilerinden Allah’ın kitabını korumaları istenmesi sebebiyle onunla hükmederler ve ona şahit olurlardı. Siz, insanlardan korkmayın; benden korkun. Ayetlerimi geçici bir bedelle değişmeyin. Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmeyenler, kâfir olanlardır.”



Maide Suresi 45nci Ayet “Onlara o kitapta şunu yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve her yaraya karşılık kısas gerekir. Kim onu sadakasına sayarak bağışlarsa bu kendi için kefaret olur. Kim Allahın indirdiğine göre hükmetmezse onlar, yanlış yapan kimselerdir.”



Maide Suresi 46ncı Ayet “Sonra onların izinden Meryem oğlu İsa’yı, önündeki Tevrat’ı tasdik etsin diye gönderdik. Ona da içinde bir rehber ve nur olan İncil’i, önündeki Tevrat’ı tasdik etsin, çekinerek korunanlar için bir rehber ve doğru bilgi (öğüt) olsun diye verdik.”



Maide Suresi 66ncı Ayet “Eğer onlar, Tevrat’ı, İncil’i ve Rableri tarafından kendilerine indirileni[Kur’an-ı Kerim’i] uygulasalardı, üstlerinden ve altlarından nimetlere boğulurlardı. Aralarında dengeli davranan bir toplum(ümmet) vardır ama onlardan çoğunun davranışı ne kötüdür!”



Maide Suresi 68nci Ayet “De ki “Ey Ehl-i Kitap(Yahudi ve Hıristiyan Bilginleri, Alimleri), Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirilmiş olanı tam olarak yerine getirmedikçe temelsiz kalırsınız.” Rabbinden sana indirilen (Kur’an-ı Kerim), onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttıracaktır. Artık o kâfirler topluluğuna üzülme.”



Maide Suresi 110ncu Ayet “O gün Allah, şöyle diyecektir: “Meryem oğlu İsa! Senin ve annenin üstünde olan iyiliklerimi hatırla. Hani seni Kutsal Ruh’la desteklemiştim; hem beşikte hem de yetişkin iken insanlara konuşma yapıyordun. Bir de sana yazmayı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. İznimle topraktan kuş şeklinde bir şey yaratır, sonra ona üflerdin de yine iznimle kuş oluverirdi. Anadan doğma körü ve abraşı iznimle tamamen iyileştirirdin. Yine iznimle mezardan ölüyü (diri olarak) çıkartırdın. Seni İsrail oğullarından da kurtarmıştım; çünkü onlara açık mucizelerle geldiğin halde onların görmezlikten gelenleri: “Bu açık bir büyüdür” demişlerdi.””



Araf Suresi 157nci Ayet “Onlar bu elçiye, bu ümmi[1*] nebiye uyan kimselerdir. Onu (Nebinin adını) yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı bulurlar. O, onlara marufa[2*] uygun olanı emreder ve münkeri[3*] yasaklar. Temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar. Isr’larını, üzerlerindeki ağır yükleri[4*] kaldırıp atar. Kim ona inanır, onu destekler, ona yardım eder ve onunla birlikte indirilen nûra (Kitaba) uyarsa, işte onlar umduklarına kavuşacak olanlardır.”” Bu ayete not: [1*] Ümmi: Kitap bilmeyen, [2*] Maruf; Kur’an’ a uygun olduğu bilinen davranıştır. [3*] Münker: Marufun zıttıdır. Ne olduğu belli olmayan, fıtrata(tabiat kanunlarına) ve Kur’an’ a uymayan, uygunsuz, anlamlarına gelir. [4*] Bu, önceki ümmetlere yüklenen, gelecek nebiye inanma ve ona destek olma sorumluluğudur.

Tevbe Suresi 111nci Ayet “Allah, inanıp güvenenlerin kendilerini ve mallarını Cennete karşılık satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar; öldürürler ve ölürler. Bu Allah’ın Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da verdiği gerçek sözdür. Sözünü Allah’tan daha iyi tutan kimdir? Öyleyse yaptığınız bu satıştan dolayı sevinin. Bu, büyük bir kurtuluştur.”

Kasas Suresi 49ncu Ayet “(Muhammed) De ki, eğer samimiyseniz doğru yolu, bu ikisinden (Tevrat ve Kur’an’dan) daha iyi gösteren bir kitabı Allah katından getirin de ona uyayım.”

Fetih Suresi 29ncu Ayet “Muhammed Allah’ın elçisidir. Onunla birlik olanların, kendini doğrulara kapatanlara karşı sarsılmaz duruşları vardır. Birbirlerine karşı ise merhametlidirler. Allah’ın rızasını ve ikramını kazanmak için rüku ve secde ettiklerini görürsün. Onları tanıtan, secdenin yüzlerinde bıraktığı etkidir. Tevrat’ta da böyle anılırlar. İncil’de ise filiz vermiş ekine benzetilirler. Güçlenmiş, kalınlaşmış, sapı üzerinde dik durmuş, çiftçileri pek hayran bırakan ekin gibidir. Bunlar, kendini doğrulara kapatanları kıskandırmak içindir. Allah, onlardan inanıp güvenen ve iyi işler yapanlara bağışlama ve büyük bir ödül vaat etmiştir.”

Saf Suresi 6ncı Ayet “Meryem oğlu İsa da şöyle demişti: “Ey İsrailoğulları! Ben, Allah’ın elçisiyim; size, önümde bulunan Tevrat’tan olanı onaylamak ve benden sonra gelecek ve ayırıcı özelliği[1*] Ahmed[2*] olan elçiyi müjdelemek için geldim.” İsa onlara açık belgelerle gelince: “Bu, açık bir büyüdür” demişlerdi.” Bu ayete not: [1*] Ayet metninde geçen isim kelimesi varlıkları birbirinden ayırmaya yarayan kelime anlamında olduğu ve Nebîmiz adı Muhammed olduğu için kelimeye bu anlam verilmiştir. [2*] Ahmed, hamd kökünden ism-i tafdil’dir; işini daha iyi yapan demektir.

Cuma Suresi 5nci Ayet “Kendilerine Tevrat bilgisi yüklenen ama onun hükümlerini yüklenmeyenler[1*], kitap yüklü eşek gibidirler[2*]. Allah’ın ayetleri karşısında yalan yanlış şeylere sarılan bu topluluk, ne kötü örnektir. Allah, yanlışlar içinde olan toplulukları yola getirmez.” Bu ayete not: [1*] Tevrat’ı öğrendiği halde ona uymayanlar.[2*] Zahmetini çeker, nimetinden yararlanamazlar



Bu ayetlerden de anlayacağınız üzere Kur’an-ı Kerim yüce Yaratıcımız tarafından son Nebisi olan Hz.Muhammed’e yine bir diğer elçisi olan Hz.Cebrail meleği ile vahiy etmiştir. Tıpkı Hz.Musa’ ya ve Hz.İsa’ya vahyettiği gibi son Nebisine de vahyetti. Hepimiz hikaye olarak Hz.Musa’ nın denizi yardığını ve Hz.İsa’ nın ölüleri uyandırdığı (tabii ki Rabbimizin izniyle) mucizelerini dinleyerek büyüdük, ancak bunlar bizim görmediğimiz mucizelerdir. Bir de görebileceğimiz yaşayan bir mucize vardır ki o da Kur’an-ı Kerim’dir. Eğer ki Kur’an-ı Kerim’i yüce Yaratanımızın gönderdiğine iman eder ve onu o şekilde okursak sizler de bu mucizeleri karşısında nasıl aciz durumda olduğunuzu farkına varacaksınızdır. Bir de okuyup, anlayıp hayatınıza rehber de edinirseniz işte esas kurtuluşa erenler sizlersinizdir.



İnşallah bu yazıdan sonra Kur’an’a sarılır ve Allah’ın dediği O Saat gelmeden gerçek iman edenlerden olup hidayete ve kurtuluşa erenlerden olursunuz.



Vesselamınaleyküm
Tolga Karagöz

1 yorum: